Rujda Kaçınılması Gerekenler

Ruj içerikleri genellikle, nem ve parlaklık için yağlar, şekli için mumlar, renk için pigmentler ayrıca çözücüler, yumuşatıcılar, koku ve koruyucular dan oluşur.
Yağlar
Ruja nem ve parlaklık kazandırmak, pigmentlerin dağılmasına yardımcı olmak için katılır. Kastor yağı (hint yağı), bitkisel yağlar (ayçiçek ve soya gibi), mineral yağlar, lanolin yaygın olarak kullanılır. Organik ve doğal formülasyonlarda ise jojoba yağı, tatlı badem yağı, avocado yağı, argan yağı, zeytinyağ, hindistan cevizi yağı ve üzüm çekirdeği yağı gibi doğal yağlar eklemek nemlendirici, besleyici ve antioksidan özellikleri sayesinde daha sağlıklı alternatifler sunar,
Mumlar
Ruju şekillendirir, kolay uygulama ve parlaklık sağlar. Kandelilla mumu, karnauba mumu ve balmumu gibi doğal mumlar kullanıabileceği gibi mikrokristalin mum (petrol bazlı), ozokerit (mineral), seresin (mineral) gibi mumlar da kullanılabilir.
Pigmentler (renklendiriciler veya boyalar)
Ruja rengini verir. Mineral pigmentler (demir oksitler, titanyum dioksit, mika, çinko oksit) ile doğal pigmentler (karmin, pancar özü, karotenoidler, antosiyaninler, klorofil, likopen kurkumin) karışımından oluşur.
Çözücüler
Mumları ve yağları çözer. Alkol (denature alkol ya da setil alkol gibi yağlı alkoller).
Emülgatörler
Rujdaki emülgatörler, doğal olarak karışmayan yağları ve diğer bileşenleri birleştirerek pürüzsüz, sabit ve bütün bir ürün oluşturur. Rujun doğru dokuya sahip olmasını sağlar ve topaklı veya sulu bir dokuya neden olabilecek bileşenlerin ayrılmasını önler. Örnek olarak, gliserol monostearat, setearil alkol, sorbitan oleat, sorbitan stearat, polisorbatlar ve lesitin bulunur.
Nemlendiriciler
Dudaklarınızı yumuşatmaya ve nemlendirmeye yardımcı olan nemlendirici maddelerdir. Shea yağı, kakao yağı, izopropil Palmitat (IPP), izopropil miristat (IPM) saılabilir.
Koku
Rujlarda bulunan renklendiriciler, mumlar ve yağlardaki kimyasalların kokusunu maskeler; Rujun koku ve tadının hoş olmasına yardımcı olur. Çiçek, meyve ve bitkiler gibi doğal kaynaklardan elde edilebildiği gibi sentetik de olabilirler.
Koruyucu
Mikroorganizmaların üremesini engeller ve ürünün raf ömrünü uzatır. Fenoksietanol, parabenler, izotiyozolinonlar, benzil alkol, etilheksilgliserin, benzoik asit ve sodyum benzoat, sorbik asit ve potasyum sorbat, BHT, formalehid salıcılar gibi.
Rujda Kaçınılması Gerekenler
Parabenler (metilparaben, etilparaben gibi) sentetik koruyuculardır. Endokrin bozucudur ve alerjik reaksiyonlara neden olduğu bilinmektedir.
Formaldehid salıcılar (diazolidinil üre, DMDM hidantoin) bilinen bir kanserojen olan formaldehid salarlar ayrıca cilt tahrişi ve allerjik reaksiyonlardan da sorumludurlar.
Bütillenmiş hidroksitoluen (BHT) birçok üründe koruyucu görevi görür, toksik olduğundan şüphenilen allerjik reaksiyonlara neden olan bir koruyucu bence kozmetik bir üründe kullanılmamalıdır.
Fenoksietanol en kötü koruyucu kategorisinde olmasa da, kozmetikdeki fenoksietanolün potansiyel bir alerjen olması onu çok da güvenli bir seçenek olmadığını gösterir. Üretim süreci nedeniyle aşındırıcı fenol ve kanserojen etilen oksit kalıntıları içerebilir. Rujun bileşenlerinden biri olduğunda endişe verici bir içerik olduğunu düşünüyorum. Sindirim ağızda başladığına göre bunları yemeniz çok da mantıklı görünmüyor.
Karmin, kaktüs bitkilerinde parazit olarak yaşayan Güney Amerika ve Meksika’ya özgü böceklerden elde edilen kırmızı bir pigmenttir. Gıda, kozmetik ve tekstilde renklendirici olarak kullanılır. Şiddetli alerjik reaksiyonlarla ilişkilendirilmiştir bu nedenle rujda bulunmamalıdır.
Etoksillenmiş bileşenler, Sodyum lauret sülfat, Polietilen glikol, Polisorbat 20-60-80, Ceteareth-20, Steareth-20,. Kozmetik ürünlerde emülgatör olarak işlev görebilirler. Asıl endişe, kanserojen etilen oksit içeren üretim süreçleridir. Sonuç olarak, üretilen bileşen, etilen oksit kalıntılarının yanı sıra, etoksilasyon işleminin potansiyel bir yan ürünü olan 1,4 dioksan adı verilen bir kanserojen kalıntısına da sahip olabilir. Emülgatör olarak daha güvenli seçenekler varken ruj içeriğinde bulunmaması gerekir.
Koku, Doğal koku da dahil olmak üzere kokularla ilgili temel sorun birden fazla bileşenin karışımı olmasıdır. Bu bileşenlerin çoğu alerjen ve hassaslaştırıcıdır ve hatta bazıları endokrin bozulması ve artan kanser riskiyle ilişkilidir. Üstelik kozmetik şirketlerinin koku içeriklerini açıklaması gerekmemektedir. Bu nedenle, kokulu ürünlere karşı mesafeli olmak gerektiğini düşünüyorum.
Vazelin, kişisel bakım ve kozmetik ürünlerdeki temel işlevi nemlendirmektir. Vazelinle ilgili endişe petrol rafinasyon sürecinin bir yan ürünü olmasıdır. Uygun şekilde rafine edilmezse vazelin, bazıları kanserojen olarak kabul edilen polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH’lar) içerebilir. Sonuçta, daha güvenli alternatifleri varken vazelin kullanmaya gerek olduğunu düşünmüyorum.
Sentetik renklendiriciler çeşitli ruj tonları oluşturmak için renklendiriciler gereklidir. Sentetik renklendiricilerle (örneğin red lake, blue lake, yellow lake vb.) ilgili temel endişe, bunların petrolden yapılmış olmasıdır. Bu nedenle ağır metal kalıntıları ve kanserojen ve/veya endokrin bozucu petrol yan ürünleri içerebilirler. Titanyum dioksit ve demir oksitler gibi mineral pigmentlerle ruj tonları oluşturmak mümkündür. Mineral pigmentler ağır metal kalıntıları içerebilse de (çünkü bunlar yer kabuğunun bir parçasıdır), petrolle ilgili kirletici maddeler içermezler.